Şehre ilk olarak İngilizler girmiş, onların şehri Fransızlara devretmesiyle; Fransızlara karşı 1 Nisan 1920’de başlayan büyük mücadele tam 11 ay sürmüştür. Savunmada 6 bin 317 şehit verilmiş, 8 bin tane ev bombalanmıştır.
Antep Savunması 20. yüzyılın en büyük meydan muharebesidir ve Kurmay Heyeti tarafından planlanan bir milis hareketidir. Bu anlamıyla da 20. yüzyılın en uzun süren şehir savaşlarından biri olarak vukuu bulmuştur. Topuyla, tüfeğiyle, çok büyük kuvvetiyle gelen Fransızlara karşı Antep halkı açlığa teslim olmuş ve maalesef 8 Şubat’ta şehrin sükûtu sağlanmış, 9 Şubat’ta Fransızlar Antep’e girmişlerdir.
İşte Antep’in bu büyük mücadelesinden sonra savunmanın son günlerinde, durumun iyice kötüleştiği ortaya çıkınca, 6 Şubat 1921’de Büyük Millet Meclisi bir karar alıyor. Dönemin Genel Kurmay Başkanı Fevzi Çakmak’ın önerisiyle Antep’in eşsiz kahramanlığını ortaya koymak için “gazi” sıfatı teklif ediliyor. Komisyonda görüşülüyor bu. Sonra 8 Şubat 1921’de Büyük Millet Meclisi’ndeki bir kararla 147. toplantıyla beraber, Ayıntab kazasının Gaziayıntab’a dönüştürülmesi noktasında kanun teklifi hazırlanıyor ve Büyük Millet Meclisi’nde kabul ediliyor.
8 Şubat 1921’de Resmi Gazete’de yayımlanır ve Ayıntab, Gaziayıntab’a tevdi olunur. Maalesef 9 Şubat’ta da şehre Fransızlar girmiştir ama Büyük Millet Meclisi, manevi olarak Antep Savunması’nın bütün ülkeye örnek olması bakımından kendisine tevdi etmiştir.
Hakimiyet-i Milliye Gazetesi var. Büyük Millet Meclisi’nin çalışmalarını anlattığı bir resmi haber organıdır bu. Cephelerde ve ülkede ne oluyorsa haberleşme aracı olarak da kullanılıyor. İstihbari olarak da kullanılıyor. Orada Müfide Ferit’in 7 Şubat 1921 tarihli bir yazısı var, bu yayımlanmıştır. Ferit, bütün dünyaya sesleniyor:
“Türkler! Hürmetle eğiliniz, Antep karşısındasınız! Onu, o aşk-ı vatan timsalini kendi ezeli ve fıtri kahramanlığını selamlıyorsunuz!” diyerek Antep’te süregelen 9 ay 10 günlük mücadelenin bir değerlendirmesi yapılır.
Arkasından öyle ifadeler konulur ki Antep Savunması için, bunlar çok önemlidir. 1921’de Gaziantep’e sesleniyor burada: “Gaziayıntab, sen bir abidesin! Sen ikinci bir Plevne, ikinci bir Çanakkale’sin. Plevne 93’ün o kanlı hezimeti içinde nasıl her şeye rağmen Türk kahramanlığının ebedi olduğunu Cihan’a tasdik ettirmişse, Çanakkale Cihan Harbi’nde Türk’ün fıtri ve ezeli feyz-i celadetini nasıl dünyaya öğretmişse, sen de kahraman Antep! Bütün bu elem günlerinin tesellisi, bu necat günlerinin ümidisin. Mütareke şartlarının iftiharı oldun.
Gaziayıntab! Dünyada bir Türk kaldıkça senin ismin mukaddes tanınacak, dünya durdukça senin Gazi kalen Tüklüğün ebedi ve timsali olacaktır!”
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ün;
"Ben Gazianteplileri gözlerinden nasıl öpmem ki! Onlar yalnız Gaziantep'i değil, Türkiye'yi de kurtardılar."
0 Yorum